GERİ DÖNÜŞÜM - Cesur Dijital Dergisi

MİDİJİTAL'in Aralık Sayısı: Geri Dönüşüm

Gönderildi  626 Görünümler güncellenmiş 1 yıl önce
Image

ATEŞ, SU, TOPRAK, TAHTA!

  İnsanlık tarihinin her döneminde belli başlı sıkıntılar oldu. Lakin şu an kıyamet-i alamet olarak adlandırdığımız vahim mi vahim, cahil mi cahil, gaddar mı gaddar, amatör mü amatör bir vaktin içerisindeyiz. "Bilinçli" olarak adlandırdığımız kitle; her gün binlerce ekmek çöpe atıyor, sigara izmaritlerini ve kendilerince küçük gördükleri çöpleri kaleye gol atarmışçasına fırlatıyor ama ne olursa olsun İnstagram'da entelektüel "dünyamızı koruyalım" tarzında paylaşımlar yapmayı da ihmal etmiyor. Gora filminde söylediği gibi "ateş, su, toprak, tahta"…Tahta mı? Evet tahta. Tam olarak geri dönüşmememizin sebebi kimisinde bir, kimisinde birçok tahtanın eksik yanlış veya hatalı olmasından dolayıdır. Önce biz insanoğlunun "geri dönüşmesi" gerekiyor. Umut var mı deseniz, daima. Gelecek var mı deseniz, muamma. Her şeyin çok güzel olması için, biraz insan olsak yeter.

 

Medya İnteraktif Yönetim Kurulu Başkanı

Muhammed Enes YARDIMCI

 

YARIN İÇİN YENİDEN: GERİ DÖNÜŞTÜR!

Yeniden... Hayatta her şeye, herkese, her anda ve her şekle hizmet eden bir kelimedir. Durum ya da kişi veya konu her neyse; sıfırdan başlamak yerine geçmişte bıraktıklarıyla geleceği çizen bir süreçtir. Kimi insan tüketir kendini ve öğrendikleriyle geri döner hayaline kimi geçmiş konu da birer kez daha çıkar karşımıza. Belki de bu yenidenin (en) herkese hitap eden insan oğlunun ihtiyaçlarından doğan üretim ve tüketimidir.

 

Üretim her daim devam eden ve olmak zorunda olan bir söz konudur. Sürekli tüketmek zorunda olan veya bunu zorunda olmasa da isteyen bir topluluğa üretim yapmamak kaçınılmazdır.. E üretelim de, tüketelim de tabii. Peki ama nasıl, nereye kadar, nereden ve ne şekilde?

 

Yaklaşık 103 milyar yıldır yaşayan insan topluluğuna dünyamız 110 yıldır hizmet ediyor. Dünya'nın bize sunduğu kaynaklar milyarlarca yıldır bizimle. Sonu olan bu kaynakların milyarlarca yıl geçmesine rağmen bitmemiş olması, bitmeyecek olduğu anlamına gelmiyor elbette... O zaman nasıl, nereye kadar, nereden ve ne şekilde sorularının (ezbere) bildiğimiz yanıtlarını yeniden aldık o halde; geri dönüşüm!

 

Yeniden demiştik... Tükettiğimiz şeylerden arttırdıklarımızla bir başka varlık tüketim ihtiyacını karşılıyor belki de. Yahut, hayat şartlarının verdiği zenginlik, rahatlık veya psikolojik etmenlerle de tüketmeden dahi geri dönüştürmeden doğaya bıraktığımız 'çöpler'; bir başka toplulukta olmadığı için ölmesine, hastalığa yakalanmasına sebep olan etmenler belki de...

 

Düşünmeliyiz. Üretirken fikreden ve emek veren bizler; tüketirken de hissetmeli ve geri dönüştürmeliyiz. Kullandığımız, tükettiğimiz yemeklerin, eşyaların, araçların, gereçlerin belki de yüzde 90'a yakını geri dönüşüme hazır sunabileceğimiz bir başkanın ihtiyaçları. Doğa'nın, Dünya'nın bize sunduğu kaynaklara destek olmak; onları kullanırken tasarruf yapmak ve kullanılanların artıkları ile dönüşüm yapmak ve tam anlamıyla yeniden başlamak; bugün karnı doyan bizlerden yarına yemek ısmarlamaktır. Düşünelim, hissedelim, tüketirken üretime katkı sunalım; yeniden başlayalım!

Medya İnteraktif Yönetim Kurulu Başkan Yrd. - MİDİJİTAL Genel Sorumlusu

Sencan Burak YARDIMCI

DÖNÜŞÜYORUZ

 ‘’Herkes evinin önünü süpürse bütün sokak tertemiz olur. ‘’der Goethe. Geri dönüşüm meselesi de bir bakıma yaşanabilir, temiz bir çevre meselesidir. Daha güzel bir gelecek için çevremize nelerden tasarruf eder, neleri dönüştürerek kullanabiliriz gözüyle bakmakta fayda var.

  Bu anlamda sıfır atık çalışmalarıyla bir girişim yapıldı. Eskisine nazaran bu alana çekildi. Okullara, iş yerlerine gönderilen geri dönüşüm kutuları neleri dönüştürebiliriz sorusunu somutlaştırdı. Kâğıt, pil vb. atıklar kalabalık çalışma alanlarından direkt doğaya salınmıyor artık. Peki, hala neden gerideyiz geri dönüşüm konusunda? Çünkü hala üzerimize düşen görevi tam yerine getirmiyoruz. Birkaç kişiyle yapılabilecek çalışmalar değil bunlar. Okullarda ayrıştırılmış kutular gönderilse de hepsini ortak çöp kutusu gibi kullanmaya devam ediyoruz. Evlerimizden başlasak bunları değiştirmeye. Azdan çok olur anlayışıyla hareket edelim. Atık yağları biriktirip belediyelere iletmekle, ekmek israfını aza indirmekle, plastik kullanımını sınırlamakla işe başlayabiliriz. Hayatı kolaylaştırıyor diye kullandığımız poşetlerden bez torbalara geçiş yaparak, cam şişeler kullanarak bu geri dönüşümün ufak bir parçası olabiliriz. Dönüşüm bizden başlar. Biz dönüşürsek doğa da bize cevabını dönüşerek verecektir. Geleceğimiz için ‘bana ne’ diyen bir toplum olmaktan sıyrılıp elimizi taşın altına koymaktan çekinmemeliyiz.

 

Yazar

Ayşe DOĞRUYOL ARSLAN

Image

ÖNCE İNSANOĞLU DÖNÜŞSÜN

 Neden geri dönüşemediğimiz çok belli, bilinçlenmeye çalışmıyoruz, umursamıyoruz çünkü. Zihnen geri dönüşmeden çevreye bir faydamızın olacağını sanmıyorum. Mesela siz kızartma yağlarını ne yapıyorsunuz, döküyor musunuz? Peki, neden yağ atık merkezlerine götürmüyorsunuz? Çoğu proje siz götürmeden gelip kapınızdan bile alıyor bunu biliyor muydunuz? Denizin ne kadar pis olduğunu söyleyen insanlar aynı zamanda nehirlere şişe atan insanlar. Hiç kimsenin ‘etraf ne kadar pis’ demeye hakkı yok. Bu hepimizin eseri. Bir kibrit çöpünü bile dönüştürebilecekken inatla camları kırıp sokağa atıyoruz. Sadece eve alıp bakımını yaptığımız bitkiden sorumlu olduğumuzu düşünüyoruz. Yazık. Sitem sırası bittiyse biraz bilgilenelim. Öncelikle geri dönüşüm nedir? Geri dönüşüm, atık olan plastiğin otomotiv sektöründe yedek parça olduğu, camın ampule dönüştüğü, yağın ise yakıta veya sabuna dönüşmesini sağlayan bir oluşumdur. Elbette bu atıklar çevreye veya çöp kutularına atılarak değil, geri dönüşüm kutularına atılarak dönüşüme gönderilir. Fikrimce geri dönüşüm kutularımız ve bu kutuları bilen insan sayısı oldukça az. Okullarda, sokaklarda, birçok kuruluşlarda ve vakıflarda geri dönüşüm hakkında verilen bilgi çok az. Bu bilgilere kulak asan insan sayısı daha da az. Bitkiyi, hayvanı geçtim, geri dönüşmeyen her madde bizlere de zarar veriyor. Soluduğumuz her nefeste bir zehir yutmaya izin veriyoruz. Hastalık yeryüzünde geziyor ve biz de bunlara önayak oluyoruz. Önce insanoğlu dönüşsün. Camlar, şişeler dönüşmeye dünden razı. 

                                                              

Medya İnteraktif Yönetim Kurulu Özel Kalemi

Sena YARDIMCI

GERİ DÖNÜŞ ÇÖPLÜK OLMASIN

Çağların en sıkıntılı dönemlerinden bir tanesine denk geldik. Sorsalardı ya da seçme şansımız olsaydı daha temiz ve müreffeh bir dünyaya gelmek isterdik elbette. Kirliliğin bu denli artmadığı, yaşamın bu kadar zor olmadığı, iklimlerin ve mevsimlerin aynı kurallarına göre süregeldiği bir dünyada yaşamak isterdik her birimiz. Gelin görün ki bunun için yıllar, belki de yüzyıllar evvelinde gelmemiz gerekti bu dünyaya… Peki, madem böyle bir dünyaya gelmedik; o halde bu dünyayı biz de daha yaşanamaz bir hale mi getirmeliyiz? Tabi ki de hayır. Zira biz bu dünyayı dünden miras almadık, yarından emanet aldık. Mirasçı olsaydık hor kullansak da çok bir şey olmazdı belki. Ama biz emanetçiyiz, emanete sahip çıkmak esastır. Gelin bu dünyayı daha yaşanılabilir bir hale sokalım. Yarınlarımıza bugünden daha kirli ve pis bir dünya bırakmak kimsenin isteyeceği bir husus olmasa gerek. Elbette dünyayı daha yaşanılabilir bir yer kılmak için birçok etken var. Fakat bu yazımızda bu etkenlerden sadece biri olan geri dönüşümden bahsedeceğiz. Zira binlerce ürün hunharca heba olurken, yaşamın en sıkıntılı sürecine denk geldiğimiz şu zamanda bir dert de geri dönüşememek.

   Bir şeyi gündemimize alıyorsak onun ne olduğunu da bilmemiz gerek. Peki, nedir geri dönüşüm? Geri dönüşüm, kullanım dışı kalan ve geri dönüştürülebilir atık malzemelerin çeşitli yöntemlerle ham madde olarak tekrar imalat sürecine kazandırılmasıdır. Evet, yanlış duymadınız kullandığımız ve işimiz biten malzemeler tekrardan hayata dönebiliyor. Yani diye bu temiz(!) dünyamızı geri dönüşümden bihaber şekilde çöpe boğmayalım. Öyle ki tüketilen maddelerin yeniden geri dönüşüm halkası içine girmesi ham madde ihtiyacını azalır. Böylece de doğanın kaynaklarını daha az tüketiriz. Belki dünyanın ömrünü de artırırız bu şekilde. Geri dönüşüm, doğal olarak bu yolla enerji tasarrufu da meydana getirir.

   Şu da var ki geri dönüşüm bilincine sahip olunmaması çevre kirliliği de meydana getiren bir husustur. Her yıl yaklaşık 5 milyon kamyon çöp atıldığını ortaya koyan araştırmalar da gösteriyor ki biz bu işe pek de önem vermiyoruz. Geri dönüşüm… Oysa çöplerin önemli bölümü yeniden değerlendirilebilir. Çöp diye baktığımız bir ürünün yeniden üretime kazandırılabileceği şuuruna erişmek lazım… Nitekim geri dönüşüm hem doğayı hem de kaynaklarımızı korur. Yine geri dönüşüm, ham madde maliyetini azaltacağı için ülkemizin de gelişimine katkıda bulunur. Ülkemizin gelişimine de katkı sağlıyoruz bu şekilde.

  Yazımızı Nazım Hikmet’ten ifadelerle nihayete erdiriyoruz: “Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak; nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa…” Yani uzun lafın kısası biz bu bilinçte olursak bir şeyler değişir. Geri dönüşebilen her bir ürüne gereken hassasiyeti gösterip çöp muamelesi yapmazsak bu köhne dünyayı yarınlara daha temiz bırakabiliriz. Haydi, siz de yaşanabilir bir dünya için elinizi taşın altına koyun…

Medya İnteraktif TV Genel Yayın Yönetmeni       

Eyyüp KARAKUZU

Image

ÜRET, TÜKET, GERİ DÖNÜŞTÜR

  İnsanoğlu tarih boyunca hep daha fazlasını istemiş ve elde etmiş. Birçok konuda gelişiyoruz, büyüyoruz, üretim yapıyoruz, uzaya çıkıyoruz ancak kavrayamadığımız en önemli nokta -tüketim çılgınlığı içerisinde- yok ettiklerimizi geri dönüştürememek. Unuttuğumuz, görmezden geldiğimiz geri dönüştürme işini hafife alıyoruz. A’raf Suresi’nde, Allah “Yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz.” Buyurur. İsraf sadece yemek konusunda aklımıza gelse de çağın getirdiği tüketim çılgınlığında her şey israftır bana göre. Tüketmekle kalıyoruz çoğu şeyi peki ya geri dönüştürmeye neden gereken önemi vermiyoruz. Sadece kendimizi düşünmeden, bencillik etmeden ihtiyacı olanları düşünerek, gelecek nesillerimizi düşünerek hareket etmeliyiz. Geri dönüşüm sadece kâğıt, cam, plastik değildir. Plastik düzenleyiciler almak yerine, karton kutu kullanabiliriz, kitaplarımızı defterlerimizi atmak yerine geri dönüşüme gönderebiliriz, sularımız bu haldeyken yağlarla onu kirletmemeliyiz. Eskilerin dediği gibi herkes kendi evinin önünü süpürse her yer temiz olur. Geri dönüşüm için de herkes kendi evinindekileri dönüştürse kimseyi beklemeden, dünya daha güzel bir yer olur. Elimizi taşın altına koyalım. Üretelim, tüketelim, geri dönüştürelim.

Medya İnteraktif Dijital: Yazı İşleri Sorumlusu

Demet DOĞRUYOL

DÖNÜŞÜM

 

 Bana göre ilk olarak bilinmesi gereken şey geri dönüşümün ne olduğudur. Geri dönüşüm, terim olarak kullanım dışı kalan geri dönüştürülebilir atık malzemeleri çeşitli geri dönüşüm yöntemleri ile ham madde olarak tekrar hayata döndürülmesidir. Bunun sonucunda tüketilen maddeleri yeniden geri dönüşüm halkası içine katılabilmesi ile öncelikli ham madde ihtiyacı azalır. Böylece insan nüfusunun artışıyla paralel olarak artan tüketimin doğal dengeyi bozması ve doğaya verilen zararlar engellenir. 

 

Geri dönüştürülebilecek maddelere kâğıt, plastik, cam, yağ, pil, demir, organik elektronik atıklar örnek verilebilir. Mesela kâğıtların geri dönüşüme kazandırılmasıyla Türkiye genelinde yılda 80 milyon çam ağacı ve 40.000 hektar ormanlık arazi korunabilir. 1 ton plastik ambalaj atığının geri dönüşüme kazandırılmasıyla 14.000 kW enerji tasarrufu sağlanabilir. Ülkemiz genelindeki cam atıkların geri dönüştürülmesiyle yıllık 15 milyon litre benzin tasarrufu sağlanabilir. Atık yağların geri dönüşüm yoluyla çevreye zarar vermeden tekrar başka şekillerde üretime katılması sağlanılabilir. 

 

Geri dönüşüm sadece bu malzemelerin ayrıştırılıp tekrardan başka alanlarda hammaddeler halinde kullanılmasıyla sınırlandırılmamalı. Evimizde bile geri dönüşüm sağlayabileceğimizi bilmeliyiz. 

 

Mesela evimizde kullanılmayacak durumda olan ya da artık kullanmadığımız eşyaları çeşitli şekillere dönüştürerek yeniden kullanılabilecek hale getirmemizin de bir geri dönüşüm örneği olduğunu söyleyebiliriz. En basitinden evde gereksiz bulunulduğu düşünülen bir malzemeyi bir oyuncağa, bir aksesuara, bir dekoratif ürüne dönüştürmek gibi.

                                  

Medya İnteraktif Sanat: İçerik ve Çalışma Sorumlusu

Beste GENÇ

GERİ DÖNÜŞTÜREMEDİKLERİMİZDEN MİSİNİZ?

 

  Âdemoğlu için “eşref-i mahlûktur” denilmiştir. Yani yaratılanın en şereflisidir. Evet, cidden öyle miyizdir? Kâinatın varoluşundan bu yana insanoğlu kendi nesline, yaşadığı yeryüzüne, dünyada sessiz olarak bilenen canlıya ve aklımıza gelen gelmeyen her şeye zulüm yapan insanoğlu değil miydi? Dinlerin temelinde insanoğlu için yaşayan tüm varlıklara zulmü yasaklamış, temizliğin önemini bildirmiş ve hatta insanın insana karşı saygı duymasını emretmemiş miydi? Peki, neden insanoğlu yaşayan tüm canlılara, doğaya ve hatta kâinatın kendisine savaş açmış gibi bir mücadele içerisinde. Yeryüzünde temiz suya, havaya hatta yaşam alanına muhtaç o kadar canlı var ki neden doğa ile mücadele içerisinde. İnsanoğlu bu mücadeleye ne zaman son verecek. Daha da korkunç olanı insanoğlu bu mücadele içerisin de galip gelmesi. Tabiat ana ise buna büyük mücadele vermekte ve hala her şeye rağmen kendi güzelliklerini ortaya sermekten vazgeçmemekte. Kendi geleceğini yok etmeye çalışan insanoğlu için söylenmesi gereken tek şey ise doğa ile mücadele etmeden vazgeçmeli ve gelecek nesillere temiz yarınlar bırakmalıdır.

Medya İnteraktif Dijital: İletişim Sorumlusu

Halit ÇETİNKAYA

Image

Tepkiniz?

1
LOL
0
LOVED
0
PURE
0
AW
0
FUNNY
0
BAD!
0
EEW
0
OMG!
0
ANGRY
0 Yorumlar